1 Şubat 2012 Çarşamba

Bebek arabasinin otobüs icindeki yeri :))

Demistim algilama farkliliklari ile ilgili yazilarim devam edecek..
 
Iste onlardan biri...Yazi uzun…hani uyarayim :))
sonuna kadar okuyup bitirirseniz,  yildizli pekiyi verecegim :))
olaylar yasanmistir..yasanmaya devam etmektedir farkli kisiler tarafindan..:))) (o da ne demek demeyin..okuyun görün :))  )
 
Bundan 2,5 yil önce bizim Börülce daha 1,5 yasindayken Türkiye`ye gelmistik..
Tabi bebek arabasini da getirmistim.. Bizimki besili..
Kucakta falan tasimak oldukca zordu..
 
Neyse..
Havaalaninda falan cok faydasi oldu bebek arabasinin
Ucagin kapisina kadar getirdim cocugu..
Taaaa  orada görevlilere teslim ettik.. Gectik yerimize..babamiz yok yanimizda..Ben ve Börülce yalniziz..
Istanbula indigimizde,  yine elimize verdiler bebek arabamizi..Börülce kuruldu tahtina.. :))
Neyse ki kardesim gelmisti bizi Bursa`ya  götürmek icin..
Bebek arabasi, kardesimin  arabaya yüklendi ve Bursaya yola cikildi..
 
Bursa`da bebek arabasi  turlarimiz ertesi günü itibariyle basladi..
 
Iste o andan itibaren olanlar,  simdi bu yazinin konusu..:)))
 
Bizim kiza bez vs almak icin ertesi gün,  marketin yolunu tutttuk..yaya olarak!!!! Börülce bebek arabasinda ...
Ne bileyim  bu kadar zor olabilecegini..ben hem hava alir cocuk demistim..
 
Kardesimin evi ile market arasinda,  asmamiz gereken gelis-gidis islek bir cadde var..
 
Caddenin bir yerine,  yaya gecidi oldugunu isaret eden zebra cizgileri cekmisler..baska trafik lambasi yoktu görünürse..
Dedim o noktadan karsiya geceyim..
Hos Türkiye`de arabalar,  yaya gecidinde yaya olsa bile  durmazlar..Yol vermezler..
Yayanin dikkat etmesi gerek,  acaba araba geliyor mu diye..Yoksa yersin küfrü, kornayi..
Tabi ben bunu bildigimden dikkatliydim.. :)) )atmadim kendimi hemen caddeye.. arabalarin gecmedigi  (!!)  bir an ilk seridi gecmeye basladim..
 
Ama birde ne göreyim.. !!!!!!
Gidis ve gelisi birbirinden ayirmak icin 30-40 cm yüksekliginde bir kaldirim koymuslar.. Acemiligime, yol yorgunluguma  geldi yani.. Yoksa önceden dikkat ederdim..
Kaldirim denecek hali de yok..tepe gibi birsey… Üstünde paramparca taslar, camur, bir zamanlar  bir bitki oldugu anlasilan yaprakli bir korkuluk..:))) bunun ne isi var simdi yaya gecidinin orta göbeginde !!
 
Tabi bebek arabasiyla bu tepeyi asmak cok zor...  Arabayi o koca tepenin üstüne nasil cikaracagim..
Cikarirsam da,  caddenin öbür tarafina nasil indirecegim..
Bu kaldirim  gibi sey  o kadar dar ki,  üzerinde bebek arabasi ile  benim iki ayagim,  ayni anda zaten duramiyor..
Taslar yerlerinden oynamis , ayagimin altindan kayar.
Bu arada arabalar iki yandan da gecmeye basladi..kimse durmaz..(sanki du zebra cizgileri dekorasyon olarak orada.. )
Neyse güc bela indirdim bebek arabasini caddenin öbür tarafina.. Gectim karsiya..
Ama acayip korktum.. Bu olay Bursa`nin iyi denen mahallelerinden birinde yasandi bunu da belirteyim..
 
Simdi olayin analizine gelelim---
Efendim yaya gecitleri,  yani su zebra cizgiler, yayalarin rahatca karsidan karsiya gecmesi icindir.. Laf olsun diye cizilmemistir caddeye..
Bu cizgilerde yol önceligi,  yayalara aittir..
Motorlu tasitlarin bu noktada durarak,  yayalara  rahatca karsidan karsiya gecmek icin yol vermeleri gerekir..Bu konu ehliyet kurslarinda ele alinir,  konusulur sonra unutulur..Asla hayata gecmez
 
Ayrica yaya gecitlerinden,  yürüme engelli kisilerinde gececegi düsünülerek,  ara seridin alcak tutulmasi gerekir .. (yürüme engelliyi birak,  normal yürüyen bile bacagini kiracak neredeyse benim örnegimde..) yani bu zebra cizgisi cekilen noktalarin,  gercekten karsi karsiya gecmeye yükseklik, en, boy, endam  bakimindan  uygun olmasi gerekir !!!!!
 
 
Tabiki bu olay bana ders oldu..
Artik o günden sonra markete veya baska bir yere  gitmem gerekince, yolun hendeksiz,  tepesiz noktalarini önce gözüme kestirdim..
Yolu karsidan karsiya degil,  hipotenüsünden keserekten karsiya gecmek durumlarinda kaldim.. (ki bu sekilde karsidan karsiya gecmek hem daha uzun sürüyor, hem de aslinda trafik acisindan uygun degil.. Ama zebra cizgisinden gecmeye nazaran daha tehlikesizdi :)))
 
Sonuc olarak,  cocugu bebek arabasiyla taaa almanyadan getirmistim ama  Bursa`da bir markete götüremiyordum rahat rahat..
 
Sonra baska bir gün   yagmurun altinda yine yoldaydim..tek basima bu sefer.. Akillandim.. cocugu biraktim evde anneme....  :))
Iste o an , kaldirimlari bilerek böyleyüksek  yapiyorlar diye düsündüm.. :)))
Yolun alcak noktalari tamamen suyun altindaydi, her tarafi sel götürüyordu..halbuki o kadar da yagmamisti..
Su,  akmasi gereken noktaya akmiyor, birikiyordu caddede..
Kaldirimlarin yüksek olduguna o gün memnun olmustum..:))
 
Simdi affiniza siginarak bir baska örnek verecegim..
Sadece algilama olayinin farkliligini göstermek icin.. Amacim yermek degil, ters giden birseylerin üstüne parmak basmak..
Cünkü insan hep bu sekilde yasarken,  bunlarin normal olmadigini göremiyor..
Ben de bunlari garip karsilamiyordum, baska bir düzen görene kadar..
Belki birileri okur, birilerine anlatir.. O birileri de,  baska birilerine anlatir.. Sonra bu kaldirimlari planlayan kisilerin kulagina gider bu.. ;))
 
Baska bir gün Almanya`da yoldayim..
Yeni yagmur yagmis dinmis..
Ama caddelerde sadece normal bir islaklik var..bir su  birikme olayi yok, camur yok…. (sonradan ögrendim taslar suyu asagiya geciren özel taslarmis.. )
 
Cadde yagmurla temizlenmis tozundan.. Ayakkabilarim camur icinde kalmiyor..pantalonumun pacasi temiz..
Bebek arabasiyla yoldayim..
Yaya gecidine geliyorum..
Bir araba zink diye duruyor. (kirmizi isik falan yok yani… beni görünce duruyor.. )
Basimla selamliyorum..sürücü de beni arabasindan selamliyor.. (bu laf atma seklinde degil tabiki ..sadece iki medeni insanin birbirini yolda görüp, medeni bir sekilde selamlamasi )
Karsiya geciyorum..
 
Arada gelis-gidis seridini ayiran kaldirim ,  yol ile ayni hizada.. diger yönden gelen araba da durmus..
Kosmadan, normal hizimda geciyorum karsiya.. bu yoldan tekerlekli sandelyeler de oldukca rahat geciyor karsidan karsiya..
( Buraya kadar kimse küfretmedi, korna calmadi..dikkatinizi cekerim..)
 
Amacim otobüse binmek bebek arabasiyla.. Evet otobüse binecegim..:)) delirmedim..kafayi yemedim.. :))
Duragin oldugu yerde minik bir rampa var ..Rahatca itiyorum bebek arabasini rampadan..
beni kaldirimda yüksek bir noktaya cikariyor..bu sayede otobüs kapisi ile ayni hizadayim..
bebekli annelerin yanina gidiyorum..bir kac tane daha bebek arabasi var.. Hepimiz otobüsün orta kapina denk gelen noktadayiz
Otobüs geliyor.. Orta kapisini aciyor.. Bebek arabasini sadece itmemle otobüsün icindeyim.. Otobüsün bebekli annelere ayrilan kismina sirayla diger bebek arabalari da giriyor..
Sonra inecegim  durakta,  yine düzden iniyorum ..sonra kaldirimdan rampa araciligi ile yine normal bir kaldirim yüksekligine iniyorum..
Düzden inilemeyen durakta  (ki cok nadiren denk geliyor ) söför iniyor, bebek arabasini tutuyor..   asagiya inmemize yardim ediyor..
Bazen yolcular,  söföre bile birakmiyorlar.. Hemen yardim ediyor birileri..o da bir basamak sadece..
 
Ayni sahneler metroda, trende de tekrarlaniyor hergün..orada inisler hep düzden.. yardima bile gerek kalmiyor..
 
Dedigim gibi amacim yermek degil..sadece birseylerin farkli da olabilecegine isaret etmek…
Ben yillarca otobüsle gelip gittim okula,  istanbul' da,  izmir`de
Hep tika basa otobüslerde nefes bile alamadan gelip gittigim günler oldu..o kadar tepeleme dolu olurdu ki, yanindaki 4 insanin ne yedigini  ne ictigini ( ! ) tam anlamiyla analiz edebilirdin kokulardan.. :(
 
Bunlari normal karsiliyordum..alismistim..
 
Anneler kucaklarinda bebekleri ile telef oluyorlardi..kan ter icinde kaliyorlardi..o zamanlar herkesin ikiser , ücer arabasi yoktu..sonradan oldu böyle bir eve  iki araba gibi seyler..
Cocuklu annelere yer verirdik tabiki..yaslilara da..
Ama birisi bana dese, kadinin biri bebek arabasiyla otobüse binecek,  inanmazdim..
Nasil olabilecegini bile düsünemezdim..herhalde öyle birsey olsa,  kac kisi o kadina kizardi, koca  seyi otobüse sokuyor diye :)))
Ben de kizardim belki …:)) cünkü baska türlü de olabilecegini görmemistim..
 
 
Ben kendi sahsima otobüse binmeyi falan denemedim bebek arabasiyla Bursa da..
Gözüm korktu.. :)) orada rayli hat var..
Belki onda durum daha iyidir..bilemiyorum..
Yürüye yürüye rayli hat uzakti..kimbilir oraya ulasana kadar,  kac tane tepe- hendek asmam gerekecekti :)))
Kucagimda da tasimak istemedim Börülce `yi oradan oraya..Kardesim arabayla götürdü getirdi gerekince..
Arabasi olmayan nasil yapacak?  Onlarin hakki yok mu,  insanca cocuklarini toplu tasima araclariyla  bir yere götürmeye?
 
 
Ama oluyor iste..hem de nasil oluyor..
Kimileri oldurtuyor..
 
Oldurtmak gerek belki de…
 
Iyi deneyimleri olanlar yazabilirler yorum olarak..
Belki aradan gecen yillarda degismistir birseyler..ben farketmemisimdir.. Sehirden sehire farklidir belki durum..
Diyebilirler   "Narcicegi !!! Bu noktada hakli degilsin..Artik bizimde otobüslerimiz böyle..yaya gecitlerinden kelle koltukta gecmiyoruz.Yürüme engelliler,  tekerlekli sandalyeleri ile otobüslere, metrolara, trenlere  kendi biniyor..evlerinde , 4 duvar icinde yasamaya mahkum edilmiyor..sosyal hayatta aliyorlar yerlerini !! "
 
Ben de sevinirim  o zaman..
 
Buraya kadar okuyanlar,  aldi yildizli pekiyiyi :)))
 
 

8 yorum:

Banuca dedi ki...

Sonuna kadar okuduuum :)
Tatlım, bu konuda sana sayfalarca yazabilirim aslında,Avrupa ülkesi olduğunu ,iddia eden Türkiyenin farkları, insanların insansızlıkları.... ama haklısın deyip nokta koysam daha iyi :)

Nar cicegi dedi ki...

Banu ablacim..
Bir kac blog arkadasim disinda yazininda okunulmayacagini düsünüyorum..;)))bizim millet okuma tembelidir..;)) özelikle uzun tuttum bakmak icin ;))) baktim okunmuyor tüm hayat hikayemi koyucam.. Nasil olsa okunmuyor..bundan daha sakli günlük olamaz diyecegim.;))))

Aldin benden yildizlilari..;))) elestirim cok acimasiz bliyorum..okumak konusunda da.. Yukaridaki yazida da Ama biliyorum ki hakliyim..:(

Isledigim konu cignenene cignene cürümüs sakiza dönüstü..
Farkindayim.. Ama aci olan daha benden sonrada cigenenecegi, ve hicbirseyin degismeyecegi..
Cok mu karamsar oldum bilemiyorum..

Gerci cikmadik candan ümit kesilmez...

bahar006 dedi ki...

Okudum hepsini:) Derler ki bir ülkede kaldırım seviyesi ne kadar yüksekse medeniyet o kadar geriymiş, ya da tam tersi. Son zamanlarda gördüğüm en iyi şey otobüslerin orta kapı kısmından otomatik bir rampanın kaldırıma inmesi ve tekerlekli sandalyeli ya da bebek arabalı insanların rahatça binebilmesi. Bunun dışında epeydir olan bişey var o da bazı illerde yayaların basarak trafiği durdurabildikleri stop lambaları, onun haricinde herşey aynı, ama şu suyu çeken taşlara çok imrendim, evde nasıl bu kadar rahat ayakkabıyla dolaştıkları şimdi anlaşılıyor, halılar tabi kirlenmez:)

figen abla dedi ki...

beğeniyle okudum...
sen hep yaz cankız..valla kalem eline yakışıyor...
okudukça bu ülkeden kaçasım geldi..
evet haklısın, aynen öyle ama ne yapalım, burayı bu haliyle sevmek zorundayız, çümkü kendi memleketimiz..
keşke daha yaşanılası bir yer olsaydı...
seni sevgiyle öpüyorum

Nar cicegi dedi ki...

Baharcim
Hemen baktim hangi sehirde yasadigina profilinden..ankara..;)
Cooook sevindim sizin orada böyle birseyin olmasina..
Demekki iyi isaretler var..

Figen abla..
Evet ..
Insan memleketini seviyor cok özlüyor..ben sadece 2002 den beri burada yasiyor, calisiyorum.. Yoksa tüm ömrüm türkiyede gecti.arkadaslarim türkiyede..
Ama kendi insanlarini da bu güzel hizmetlere layik buluyor insan..
Dedigim gibi ben de herseyi normal karsiliyordum..cekiyordum..
Ama görüyorum burada tekerlekli sandalyeli is arkadaslarim bürolara geliyor, calisiyor..
o adamalarin o büroya gelebilmesi büyük bir alt yapiyi gerektiriyor.. Cocukluklarindan itibaren hem de.. Iste o alt yapiyi insallah biz de birgün edinecegiz..

Cebimdeki renkler dedi ki...

Kaldırımların yüksekliği ile ülkedeki medeniyetin seviyesi ters orantılıdır sözü çocukluğumdan beri kulaklarımdadır. Aynı söz rögar kapaklarının asfalt veya kaldırım ile hemzemin olması konusunda da kullanılabilir. Güzel ülkemde mühendislik bilimleri bunca saygı ve itibar görüp en yüksek puanlarla en zeki öğrencileri alırken, hala hiç bir mühendisimizin rögarları asfalt ile aynı seviyede planlayamamasını anlamıyorum veya kaldırımlara yaya rampası koyup rampanın önüne bordür taşı diken ve kullanılmaz hale getiren mühendisleri kim yetiştiriyor bilmiyorum. Yoksa bütün kabahat ustalarda ve kalfalarda mı? Yıllarca da şantiyecilik yaptım, mühendis abilerim ablalarım oldu. Ama kimse bilmiyor bunun cevabını. Sözün özü galiba bu işler hep göstermelik Narçiçeğim. Rampa var mı var, ötesini kimse sorgulamıyor. Kaldırım yüksek çünkü alçak olduğunda sadece bir çizgi le yoldan ayrıldığında şoför abiler kaldırıma çıkıyor, hatta parkediyor.
Gelelim toplu taşıma araçlarına. Bebek arabası ile binmeyi planlıyorsan ya çok iyimsersin ya da fazla cesur. Birileri yardım eder elbet ama çile olur tam anlamıyla. Hele kalabalıksa insanlar pis pis bakar ne işi var bu arabanın burada diye... Yani konu uzun da ne desem boş. (Ben de uzun yorum rekoru kırdım sayende, bakalım hala okuyor musun :)) )

Nar cicegi dedi ki...

Okuyorum okuyorum .. Yazacagim ileri vakitlerde..;))

Nar cicegi dedi ki...

Rengim..biliyordum okuyacagini..;)yuzumu kara cikarmadin;)))
Sonuna kadar okudum tabiki yorumunu..
Börülcenin heidi saati geldi.. Ancak yazabiliyorum..
Kim sorumlu bilemeyecegim..;)sen de yazmissin..

Neyseki börülce kocaman oldu yürüyor..artik bitti o kucakta tasimalar..
Ama cesaret edemedim zaten onunla biryerlere gitmeye o zamanlar..

Ben bu ara yazacagim..
Icimden yazmak geliyor..ama el isleri ile dönüsümde muhtesem olacak.. Sürpriz calismalarim devam ediyor..